İtilaf
devletleri Çanakkale Boğazı’na yapacakları büyük saldırı için hazırlıklarını
tamamlamaya koyulurlar. Bu sırada da Türk tarafı yoğun bir çabayla istihkamları
güçlendirmeye başlar. Artık iki taraf da büyük saldırı için uygun olan tarihi
bekliyordu. Bu büyük tarih ise 18 Mart 1915 olacaktı. Anadolu
Yakası’nda bulunan Dardanos Bataryası’nda Üsteğmen Hasan batarya komutanlığı
yapmaktaydı. 18 Mart’tan önce batarya
komutanı Hasan’ın bir kızı dünyaya gelir. Bu durum Çanakkale Müstahkem Mevki
Komutanlığı’na bildirilir. Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa atına atlayarak
Dardanos Bataryası’na hareket eder. Bataryaya
gelen Cevat Paşa Hasan’a bir kızı olduğunu ve O’na izinli olduğunu söyler.
Hasan kızının dünyaya gelmesine çok sevinir. Mutluluktan ağlamaya başlar. Fakat
bu sevincini bastıran bir şey aklına gelir. Birden gözleri donar ve komutanına;
“Komutanım; vatan görevi daha
mukaddestir. Her an boğaza saldırabilirler. Ben kızımın yanına gittiğimde
saldırırlarsa arkadaşlarım yalnız dövüşecekler. Ya ben yokken boğazı
geçerlerse, işte o zaman kızımın yüzüne bakamam. Eğer ben şehit olursam,
vasiyetim üzerine kızımın adına DİDAR koysunlar.” der.
Cevat Paşa, Hasan’ın dediğini dinler ve onu kızının yanına göndermez.
Nihayet büyük saldırının gerçekleşeceği beklenen gün olan 18 Mart gelir. 100’ün
üzerinde donanma gemisiyle gelen düşman askeri o gün boğazdaki tabyalarımıza
toplarını kusmaya başlar. 18 Mart günü Dardanos Bataryası’na 4000 adet top
mermisi düşer. İşte bu top mermisinden biri ise Batarya komutanı Üsteğmen Hasan’ı,
Teğmen Mevsuf’u ve 4 askeri şehit eder. Cevat Paşa Üsteğmen Hasan’ı ve diğer
askerleri kendi elleriyle bataryanın yakınına defneder. Hasan’ın vasiyeti
üzerine ise kızının adına Didar konulur. Cevat Paşa’nın isteği üzerine Dardanos
Bataryası’nın adı Hasan-Mevsuf Bataryası olarak değiştirilir. Şehitliğe ise
Hasan-Mevsuf Şehitliği adı konulur. 1990’lı yıllarda ise kızı Didar babasının
kahramanlıklar gösterdiği bataryayı ve şehitliğini ziyarete gelir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder